top of page
Yazarın fotoğrafıDeniz Poyraz Kırmanlı

ALP ALPAGUT

Güncelleme tarihi: 6 Kas 2018

Şimdi size İtalya Yelken milli takım antrenörünün ALP ALPAGUT adında bir Türk ve kendisinin İtalya milli takım tarihindeki ilk yabancı antrenör olduğunu söylesem; “hadi yaa, çok iyiymiş” der, şaşırırsınız değil mi? Ve aynı adamın 2008 Pekin Olimpiyatlarında Finlandiya ve Malezya takımlarının, 2012 Londra Olimpiyatlarında Belçika takımının antrenörlüğünü yaptığını ve önümüzdeki 2016 Rio de Janeiro Olimpiyatlarına da İtalya milli takımı ile katılacağını söylesem; “vay be adama bak” der, takdir edersiniz değil mi? Peki şimdi size, Alp Alpagut’un 30 yıllık profesyonel yelken hayatı boyunca;

300 defadan fazla milli takım formasını giydiğiniGerek yurt içinde gerekse yurt dışında en üst seviyedeki yelken organizasyonlarında Galatasaray ve Türk milli takımını başarı ile temsil ettiğini1998 senesinde Olimpiyat Meşalesi ödülünü kazandığını1998-1999-2000 yıllarında üç sene ardı ardına Avrupa birinciliğini koruduğunu1999 ve 2000 yıllarında Türk Yelken Vakfı tarafından yılın yelkencisi seçildiğini2001 Laser Radial Dünya Şampiyonasında, katılan 35 ülke sporcuları arasında 4.cülüğü aldığını2005 yılında Laser Std. sınıfında, 2008 ve 2012 yıllarında ise Masterlar (35 yaş üstü) sınıfında İtalya şampiyonu olduğunu

söylesem; ” ne diyorsun sen ya? Helal olsun valla” der, içimizden birinin dışarıda ülkemizi böylesine iyi temsil ettiği için gurur duyarsınız, değil mi?

Sizi bilemem ama açıkçası ben duyuyorum. Yurt içindeki başarılar elbet önemli ama ne zamanki sınırları aşan başarılar duyuyorum, bir eyvallah yaaa deyip, acayip gurur duyuyorum. Ne zaman ki bir İtalyan karşıma geçip de ballandıra ballandıra en sevdiği yönetmenin Ferzan Özpetek olduğunu anlatıyor, denim (kot pantalon) deyince iyi markalar arasında Mavi’nin adını anıyor ya da en olmadık ülkelerde, şehirlerde Türk Havayolları’nın reklamları dönüyor, benim acayip hoşuma gidiyor. Çünkü ben inancı ile, disiplini ile, bir hayali peşi sıra farklılık yaratıp başarı öyküleri yazanlara bayılıyor, başarabildikleri ile heyecanlanıyor ve kendi hayallerime, yapabileceklerime daha da bir sıkı sarılıyorum.

İşte Alp Alpagut da onlardan biri bana göre…

Henüz 9 yaşındayken dedesinin ellerini tutarak girdiği yelken dünyasında tek başına yol alıp o yola da baş koyup farklılık yaratan biri. Küçücük yaşında tanıştığı denizin kokusunu içine çekip tuzunu sevip ona bağlanan, tenini yakan güneş ve hızını arttıran rüzgar ile arkadaş olan bir adam. Alp hayattaki en büyük tutkusu ile hayatını idame ettirecek kadar şanslı evet ama çoğumuzun aksine, kendisine böyle bir seçenek sunacak kadar da cesaretli bana göre. Neredeyse son 25 yıldır küçük bir yelkenli ile dünyayı dolaşan başka türlü bir seyyah.

Yurt dışında antrenörlük yapan ilk ve sanırım hala tek Türk. İlk altı senesini Fransa’da, son dokuz senesini İtalya’da olmak üzere 15 senedir yurt dışında yaşayan ama her zaman ve her yerde Türk kimliğini öne çıkaran gerçek bir vatansever. St. Joseph Lisesinden aldığı Fransızcası ve İngilizcesi ve son yıllarda ağzımı açıkta bırakacak kadar iyi konuştuğu İtalyancası ile yaşadığı hayattaki herkes ile diyaloğa girebilen ve hayata bakış açısı ile  benim “dünya vatandaşı” dediklerimden. Şaka değil ya gerçekten neredeyse hayatının tamamını yarış ortamlarında geçirip, adrenalin ile beslenip ama aslında her seferinde sadece kendini geçmeye çalışanlardan biri. Ve Alp bir kere daha hayatta geçmek için çabalamamız gereken tek kişinin kendimiz olduğunu hatırlatıp hayatta sadece kendi ile yarışıp sadece kendine ve sadece ileriye bakan insanların başarı hikayeleri yazdıklarını anlatanlardan. Hiç elden bırakmadığı disiplini, benim gibi son dakika insanlarının sinirlerini bozacak kadar plan-programcılığı, yaz kış demeden çalışkanlığı, inanılmaz sabrı ve kurduğu iyi insan ilişkileri ile kimsenin boşu boşuna bir yerlere gelmediğini gösterenlerden.

Alp Alpagut binmiş bir yelkenliye, tepesinde kavurucu bir güneş, arkasında şiddetli bir rüzgar dünyaya açılmış, her sene daha da uzaklara gidiyor, her sene kariyerinde daha da yükseliyor ama sizler bilmiyor, bilemiyorsunuz. Ve ben de herzaman ki gibi merak ediyorum:

Tarihi boyunca uluslararası platformlarda başarılar kazanmış İtalya gibi bir ülke, hem de tarihinde ilk defa bir yabancıyı, Alp Alpagut’u milli takımının başına getiriyor da, niye böylesine bir değer ülkesinde değerlendirilemiyor? Merak ediyorum üç tarafı denizlerle kaplı ve genç nüfusu bu kadar fazla olan Türkiye’de niye daha fazla yelkenci yetiştirilemiyor, niye hayat boyu yapılabilecek ender sporlardan olan yelken her kesimden insanın ulaşılabileceği bir hale getirilemiyor? İsviçre gibi denizi bile olmayan bir ülke dünyanın en prestijli yelken yarışı American’s Cup’da birincilik alabiliyorken, bu kadar yüksek potansiyeli olan Türkiye’nin bayrağı o sularda görünmüyor?

Ve yine merak ediyorum; sanatta, iş hayatında, tıp dünyasında, finansta eminim Alp gibi bir sürü insan, bir sürü başarı hikayesi daha var dışarıda ama bizler bunları neden bilmiyoruz? Artık herkesin cebinde, evinde, elinin altındayken dünya ve sosyal medya bu kadar güçlü iken neden bu haberlere yeterince yer verilmiyor, özen gösterilmiyor, niye içerideki insanlar bilgilendirilmiyor? Tüketmekten başka bir şey öğrenmeyen, hayalleri sınırlı, rol modelleri eksik yeni jenerasyonlara ilham verebilecek insanlardan neden yeterince bahsedilmiyor? Tutku ile yapıldığı, yeterince çalışıldığı sürece tüm hayallerin gerçekleşebileceği, dış dünyanın sadece kendi koydukları çizgilerle sınırladığı niye gösterilmiyor gençlere? İçimizden birileri yapabiliyorsa şayet kendisinin de yapabileceği niye inandırılmıyor, teşvik edilmiyor, ufuk açılmıyor taptaze yeni beyinlere?

Bunu bilir bunu söylerim; dış dünya o kadar ulaşılması zor bir yer, oradaki insanlar da bizlerden çok daha iyi değiller. Sınırlar kafamıza koyduklarımız kadar geniş veya dar, yapabileceklerimiz hayallerimize bağlılığımız ve heyacanımıza kattığımız azmimize bağlı. Hayatta ulaşılamayacak yer, dokunulmaz alanlar yok. Bakın Alp Alpagut bir yelkenli ile alıyor yolunu dolu dizgin. Belki sizler de kaleminiz ile, spatulanız ile, keskin zekanız, olağanüstü hayalgücünüz, ender yeteneğiniz veya mesuranız ile gidersiniz. Ben derim ki küçük olmasın hayalleriniz. Sınırlar konmasın kafanızın içine. Var yapanlar, yapıyor olanlar dışarıda tonlarca, alıp onları örnek kendi başarı hikayelerinizi yazın, biz de oturduğumuz yerden okuyalım gurur içinde.


Palma World Cup' by ALP ALPAGUT
Palma World Cup

OKUYUCUYA ÖZEL NOT : 

Son üç haftadır yazamıyorum. Özel bir nedeni, kötü bir sebebi yok, sadece bazen kendimizin bile kontrol edemediği duraksamalar giriyor araya. Bu da enteresan bir deneyim oldu benim için, sebepsiz durdum birden. Önce panik oldum, sorumluluk sahibi tarafım sinir yaptı ama sonra akışına bırakmam gerektiğine inandım. Sizlerden bu habersiz sessizlikten dolayı özür diliyor ancak bazen bu duraksamların da faydası olacağına inanıp anlayış göstermenizi rica ediyorum. Bu hafta ile yeniden dolu dizgin devam etmek dileği ile. Sevgiler.

55 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

TANIDIK YABANCI

Geçenlerde çok geçmişten bir arkadaşımla karşılaştım. Neredeyse yirmi yıl boyunca hiç görmediğim, duymadığım, konuşmadığım biri. Yirmi...

Comments


bottom of page