top of page
Yazarın fotoğrafıDeniz Poyraz Kırmanlı

AŞEVİ

Bir arkadaşım var; çok yakın olduğum biri değil ama çok seviyorum kendisini. Çok uzun zamandır bir aşevi açma hayali varmış, hiç bilmiyordum. Geçen gün Facebook'ta bu hayalini tam olarak gerçekleştiremese de çok yaklaştığını yazmış; artık haftanın beş günü bir aşevinde yemek yapacakmış.

Bu paylaşımı görünce nasıl sevindiğimi ve içimin nasıl açıldığını size anlatmam mümkün değil. Resmen hafifletip kalbimi, umutla doldurdu içini.

Hiçbir karşılık almadan yapacağı bu hareketin kim bilir kaç kişiye, birkaç kap yemekle biraz güven duygusu ama en çok da hayata ve insanlara dair "umut" vereceğini düşündüm.

Karınlarını doyuracak bir tas sıcak çorbanın, fiziksel enerjiden çok hayata tutunmak için onlara yaşam enerjisi vereceğini düşündüm.

Arkadaşım kendi evinde, çocuğuna veya kocasına hazırlar gibi aynı özenle yapacak yemekleri ve yiyenler bunu muhtemelen bilmeyecek ama yine de ruhunun güzelliği, kalbinin temizliği herkesin boğazından aşağılara kayıp içlerine yayılacak, orada yer bulacak diye düşündüm. 

Çok şükür birçoğumuz daha güzel evlerde, daha rahat şartlarda yaşamak, geleceğimizi garanti almaya çalışmak, sahip olduğumuzun daha da fazlası için didinirken hayatta, maalesef bazılarının tek derdinin karnını doyurmak olması içimi burkuyor.

Birinin yaşamdaki en büyük amacının günü kurtarmak, sadece ihtiyacı olan besini almak olması, bana sil baştan hayatı sorgulatıyor.

Bizler her gün değişen hayaller kurabiliyor, yeni hedefler koyabiliyorken, onların hayallerinin ve hedeflerinin temel yaşam ihtiyaçlarından başka bir şey olamaması insanlığıma tokat atıp vicdanım ile beni baş başa bırakıyor.

Yaşadığımız dönem çok da güllük gülistanlık değil maalesef, hepimiz biliyoruz.

Tüm dünyada ve özellikle yaşadığımız topraklarda o kadar korkunç şeyler oluyor ve her geçen gün bunların çeşitliliği ve miktarı o kadar çok artıyor ki eminim hepimiz bunlarla nasıl başa çıkabileceğimizi düşünüyoruz. Eminim zaman zaman, aklımızın bile ermediği bu kötülüklerden bizi kim, nasıl koruyacak diye ümitsizliğe düşüyoruz.

Evet hepimiz insanız; belki aşırı hırslarımız, hiç bitmek bilmeyen arzularımız olabiliyor ama hiçbirimiz öylesine kötülük yapmıyoruz. Belki bir amaç uğruna birilerinin ayağına basıyor, canımızı yakanın daha da çok canı yanmasını istiyor, birilerinin kalbini kırabiliyoruz ama kimsenin yaşamını elinden almıyoruz. Kimsenin ruhunu ölesiye kirletmiyor, kapanmayacak yaralar açmıyoruz. Bizim de içimizde karanlık taraflar var elbet ama duyduğumuz, okuduğumuz kötülükler o kadar uç noktalarda ki resmen karşısında aptallaşıyor, ne yapacağımızı şaşırıyoruz.

Maalesef artık daha kırkı çıkmamış bebeğe cinsel tacizde bulunan ruh hastaları, küçücük çocuklara / kadınlara / hayvanlara tecavüz eden sapıklar, güya Allah yolunda savaşıp can alan en büyük günahkârlar ile iç içe yaşıyoruz. Sırf birileri geziyor, içiyor, eğleniyor diye ölmelerini mubah gören, sevinen kalpleri kötü, zihinleri karanlık insanların arasında yaşıyoruz.

Aslında belki de bunlar hep varlardı da biz bu kadar bilmiyor, duymuyor, daha az korku içinde yaşıyorduk. Ama artık duyuyor, biliyor ve doğal olarak korkuyor, daha az hareket ediyoruz.

Eminim birçoğunuz gibi ben de bunlardan nasıl korunabileceğimizi düşündüm uzun zaman; cevap ise bizim Ahmet Bey'den geldi. Kendisi bilmediklerimi öğreten ama aslında varoluşumla getirdiğim bilgileri sadece hatırlatan bir rehber.

Dedi ki "seni iyilik koruyacak, o kurtaracak!"

Yaptığın her iyilik, ihtiyacı olana uzattığın her el senin kalkanın olacak. Karşılıksız sunduğun her yardım, verdiğin her umut senin yolunu açacak. Bu kadar kısa, bu kadar net!

Hakikaten de özellikle üzerinde yaşadığımız topraklarda ama aslında tüm dünyada aklımızın alamadığı kötülükler kol gezerken, yaşanan tüm olaylarla derinden yaralanan ruhlarımızı; sadece sanatın, güzelliklerin, üretmenin ve imkânlarımız dâhilinde yardım elimizi uzatarak, ihtiyaç sahiplerine verdiğimiz umut kırıntılarının iyileştireceğine inanıyorum. Maalesef benim artık anladığım; kendimizden ve birçok farklılığına rağmen yine de bize benzeyen çevremizdekilerden başka hiç kimse bizleri bu kötülüklerden korumayacak ve iyileştiremeyecek.

İşte bu yüzden de arkadaşımın hayali beni mutlu ediyor, bana ümit veriyor, beni harekete geçiriyor. 

Onun yaptığı zaten bence yeterince büyük bir şey. Ama o tek kişinin hayalinin bana dokunması ve benim aracılığım ile de belki sizlere dokunup bir yerlerde yardıma, ilgiye, umuda ihtiyaç duyan birilerine ulaşması bana göre devasa bir şey.

Lütfen yardım elinizi uzatınız ihtiyacı olanlara. Yaşama tutunmalarına yardım ediniz. Onlara yalnız olmadıklarını hatırlamaları, içlerindeki iyilikleri terk etmemeleri için umut veriniz.

Umarım hepinizin koruyucu kalkanınız iyilik olacak ve eminim dünyayı ne olursa olsun sonunda iyilikler kurtaracak.


20 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

TANIDIK YABANCI

Geçenlerde çok geçmişten bir arkadaşımla karşılaştım. Neredeyse yirmi yıl boyunca hiç görmediğim, duymadığım, konuşmadığım biri. Yirmi...

Comments


bottom of page