top of page
Yazarın fotoğrafıDeniz Poyraz Kırmanlı

YAZSAM MI YAZMASAM MI?

Güncelleme tarihi: 24 Kas 2018

Keyfim yerinde çok şükür.  Öyle kocaman şeyler falan olduğu yok hayatımda ama çok huzurluyum.  Garip bir sukunet hakim ruhuma, şaşırıyorum.  Sanki bunu hak etmiş olmak için bir şeyler yapmam, bedeller ödemem gerekiyor gibi hissediyorum ama halbuki hiç borcum yok, esaslıca ödedim unutuyorum. 

Son iki senede yaşadığım büyük telaşlar biraz şaşkın, azıcık aciz, zaman zaman öfkeli ama en çok da içine kapalı yapmış beni yeni fark ediyorum. Sanki bir sis kütlesi kaplamış etrafımı. Her şey ve biraz herkes görüş alanımın dışında kalmış. Kendi telaş ve korkularım dış dünyaya olan ilgimi azaltmış, her şeye karşı olan heyecanımı bastırmış. Şimdi beni tanıyanlara garip gelecek bu satırlar, muhtemelen bu denli belirgin görmediler bende bu yazdıklarımı ama "bir ben var benden içeri" onu yakalayamadılar biliyorum. Bazen ben "mış" gibi yapmışım, bazen de diğerleri beni kendi sis perdelerinin arkasında bırakmış.

Neden o bütün koca koca korkular ve acı aynı zaman diliminde, iç içe yaşandı ve nasıl bir anda sukunet kapladı etrafı bilinmez. Yaşam, sınav, kader... Adına sen ne dersen o işte. Yaşanması gerekiyormuş, yaşandı, geçti. Bir tek yaşam süreklilik arz ediyor, onun içinde yaşanılan her şeyse bir gün bitiyor. Mutluluklar sonsuza dek sürmüyor ama zorluklar da mutlaka bir gün sona eriyor. Hepsinin bir miadı var, zamanı dolunca puf diye ortadan kayboluyor.

Şimdi sis dağılıyor, o kadar net görüyorum ki ben bile şaşırıyorum. Mutlak bir sukunetle heyecanım tavan yapmış durumda çok şey yapmak istiyorum. 

Daha çok gezmek, daha çok okumak, daha çok gülmek, çok insan, daha çok insan, kalabalıklar istiyorum.  Garip bir şekilde neredeyse hiçbir şey ruhumda ağırlık yapmıyor, huzurumu bozmuyor.  Benim için super bir durum ve şükredilesi bir ruh hali tabii ama mesele şu ki ben böyle olduğumda yazacak konu bulamıyorum. Çünkü ben aslında mutlu olunca yazamıyorum. Bu da bir nevi "yazar" olmadığımı ispatlıyor.

İki haftadır ben ne yazacağım diye düşünüyorum. Her konu yavan, biraz tekrar geliyor. Bense bir şeyi sırf yapmış olmak için yapmaktan ve özellikle kendimi tekrarlamaktan nefret ediyorum. Allah sizi inandırsın son iki haftadır en büyük derdim bu ama ne yalan söyliyeyim bu da huzurumu kaçırmıyor. Tam da bu tıkanıklığı yaşarken insan ruhunun olaylara bakış açısını nasıl belirlediğini anlıyorum.

Her şey ruhumuzda bitiyor. Olaylar karşısında verdiğimiz her tepki ondan geçiyor. Olayları algılama şeklimizi tamamiyle ruh halimiz belirliyor. 

Kendimi, önceden ve şimdi verdiğim tepkileri düşünüyorum.  Ben görünüşte aynı ben, çevremdeki yine aynı insanlar, gördüklerim, duyduklarım neredeyse üç aşağı beş yukarı aynı şeyler ama hissettiklerim komple farklı. Kızdıklarıma kızmıyor, kimsenin tavrına ve yaptıklarına takılmıyorum. Başkalarının heyecan ve mutluluklarını şimdi yeniden görebiliyor, onlara katılarak çoğalmasını istiyorum. Anlamsız paylaşımlar, gereksiz yorumlar, yersiz hareketler hep var ve olacak ama öfke yok içimde, akıtacak yere de ihtiyaç kalmadığından neredeyse görmemişim gibi davranıyorum. Daha çok konuşuyor, daha çok duyuyor ve şimdi yeniden dinliyorum. Her şeye olan ilgim eskiye döndü, çok şey yapmak istiyorum.  

Geçenlerde yakın bir arkadaşım sende bir farklılık var, yüzün parlıyor dedi. Ben de bakım yaptırdım ondandır dedim ama aslında ruhum rahat, içim eskisine dönüyor ve yeniden güzelleşiyor onu gördü biliyorum. 

Bende hal böyleyken istediğim gibi yazamıyorum ama hepi/niz için aynı huzur ve ferahlığı diliyorum.  





631 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

TANIDIK YABANCI

Geçenlerde çok geçmişten bir arkadaşımla karşılaştım. Neredeyse yirmi yıl boyunca hiç görmediğim, duymadığım, konuşmadığım biri. Yirmi...

Comments


bottom of page