top of page
Yazarın fotoğrafıDeniz Poyraz Kırmanlı

TANIDIK YABANCI

Güncelleme tarihi: 25 Kas 2018

Geçenlerde çok geçmişten bir arkadaşımla karşılaştım. Neredeyse yirmi yıl boyunca hiç görmediğim, duymadığım, konuşmadığım biri. Yirmi yıl öncesine kadar çok sevdiğim, o zamanki çocuk aklımla hep hayatımda olacağına inandığım biri. 

Bunca yıl yollarımızın hiç kesişmemesi de garipti, birden karşıma çıktığı yer de.  Karşılaşma anı ise en garibiydi.  Hem çok iyi tanıdığım, hem de aslında artık benim için komple yabancı birini kucaklıyordum. Onun tereddütü daha fazla, nasıl davranması gerektiğini tam kestiremiyordu. Ayaküstü sorulabilecek sorular belli, birbirimize hızlıca cevap veriyorduk. 

Ama havada asılı bir his vardı ki o çok şaşırttı beni.  Hayatı ile ilgili sorular soruyor ama cevaplarının hayatımda bir etkisi olmayacağını biliyordum. Sorular soruyor ama aslında merak etmiyordum. Bütün bir geçmiş, bir sis perdesinin arkasından bana bakıyormuş gibi hissediyordum. Aramızda olup bitenleri hatırlamaya çalışıyor ama hiçbir olayı net hatırlamıyordum. Her şeyde olduğu gibi bunda da sıkıcı her detayı beynimin sildiğini, sadece geride bir arkadaşlığın sonsuza dek bittiğini hatırlıyordum. Sebebin ne olduğu önemsiz, sadece sonuca bakıyordum. Ona dair hafızamda bir şeyler kaldığını hissettirmek istiyor ama çok iyi tanıdığım halde annesinin babasının adını bile hatırlayamıyordum. Bu ansızın karşılaşmada en çok kendime şaşıyor, şu andaki hayatımda onu koyacak bir yer bulamıyordum. Halbuki ne çok severdim onu, nasıl üzülmüştüm onunla yollarımız ayrıldı diye.

Dönüş yolunda uzun uzun düşündüm. Aramızda geçenler her ne ise geçmeseydi ve biz hala bir arada olsaydık ne olurdu diye. Karakterlerimizin ve hayattan beklentilerimizin farklılığından dolayı eninde sonunda yine de kopacağımıza karar verdim. Bazen bilerek ve isteyerek, bazen de hiç farkında olmadan hayatımız için ne denli önemli karar verdiğimizi hatırladım. 

Hayatta aldığımız her bir kararın, bütün yaşantının yönünü nasıl değiştirdiğini düşündüm. Resmen verdiğin her karar,  girdiğin her bir sınav sonrasında izleyeceğin yollar ve dolayısıyla hayatının gidişatı değişiyor. Resmen girdiğin yola göre bulunacağın mekanlar, karşılaşacağın insanlar, yaşayacağın olay ve duygular değişiyor.  

Zihnim beni geçmişin içine çekti. Eski günlere döndürüp bitirdiğim arkadaşlıklar, eski sevgililer, başarısız olduğum sınavlar arasında gezdirdi. O zamanlar çok istediğim ama bir türlü istediğim gibi sonuçlanmayan her bir olayın tam tersi olsaydı, ben bugün nasıl biri olurdum acaba diye düşündürdü.

Daha da ileriye gidip başkalarının bizim için aldıkları kararları düşündüm.  Babam geldi hemen aklıma. O zaten her gün bir şekilde aklıma geliyor ya o gün de hayatında aldığı tek bir kararın sadece benim değil tüm bir ailenin hayatını nasıl değiştirdiğini hatırladım. Babamın hayatını iki belki de üç katı zorlayacak bir karar vermesi, ileride okuyacağımız okulları, edineceğimiz arkadaşları, yaşacağımız hayatı komple değiştirmişti.

Okuduğum okul deyince hayattaki ilk önemli başarısızlığım geldi aklıma. Kolej sınavlarında nasıl ilk tercihimi kazanacağımı beklerlerken benim en son tercihime kıl payı girdiğimi. O gün büyük bir hayal kırıklığı gibi görünen sonucun aslında bugünkü yaşantımın, iş hayatımın ve hayata bakış açımın en önemli sebebi olduğunu düşündüm.

Çok geçmişten, artık yabancılaşmış bir arkadaşım ile karşılaştım ve bir yol boyu tüm geçmişimi düşündüm. Tüm o üzüldüğüm, bazılarında kahrolduğum, kimisinde hayal kırıklığı hissedip kimilerinde hınçlandığım tüm olayları. 

Hatırlayabildiğim tüm görece başarısızlıkları ve ayrılıkları. Hepsi film şeridi gibi aktı gözümün önünden ve o zaman şer diye gördüğüm şeylerin hakkımda ne kadar hayırlı olduğunu anladım. Belki de alakasız bir günde, alakasız bir yerde bunları hatırlayayım diye çıktı arkadaşım karşıma bilemiyorum ama hayatta başımızdan geçen tüm olayların sonuçlarını ileriki yaşantımızda çok daha iyi anlayabiliyoruz onu biliyorum.

Bugün aldığımız her karar ileride yaşayacağımız olayların, hayatımıza girecek insanların mimarı oluyor.  Bir şey, çok istiyor ve yeterince emek veriyor olmamıza rağmen istediğimiz gibi gitmiyorsa , orada mutlaka ve mutlaka bizim için bir hayır oluyor. Aslında hayat bizi seviyor, olmaması gerekeni bir şekilde engelleyip güzel olanı su gibi akıtıyor.

Biz bir şeylerde, bazı kişilerde ne kadar ısrarcı olursak olalım, hayat bir şekilde bizi olmamız gereken yere getiriyor.  Bana göre eninde sonunda bugün olacağımıza yere geliyoruz ama hayat buraya kadar yaptığın yolun kolay olup olmamasını sana seçtiriyor.  Eninde sonunda mutlaka bugün olduğumuzu noktaya varıyor ama yaşadıklarımızın omuzlarımıza bıraktığı ağırlıklar, bakış açılarımız ve hayata kattıklarımız değişiyor.

Yani başka yollardan da gelmiş olsaydım ben bugün yine burada, bugünkü halimi yaşayacak, yine hiç tanımadığım insanlarla duygularımı paylaşacak ama anlattığım hikayeler bambaşka olacaktı. Belki hayat karşısında daha yorgun biri olacaktım. Yaşadıklarımla üslubum da, hayattaki yarışım da farklı olacaktı. Ama ruhum da geldiğim nokta da aynı olacaktı.

Bazen yazılarımın altına bırakılan yorumlardan, bazen özelden yazılan mesajlardan ve birebir içlerinde yaşadığım bambaşka hayatlardan biliyorum ki benden çok daha zor hayatlar yaşayanlar var. Bazı hikayeler gerçekten çok üzücü, bazıları gerçekten zor. Dolayısıyla benim gördüğüm gibi göremiyorlar biliyorum ama ben yine de hepimizin olmamız gereken yerde olduğunu düşünüyorum. Kimileri için durum zorsa bile bunun sadece bir dönemeç olduğuna, hep orada kalmayacağına inanıyorum. Bugün şer gibi görünenin daha da beterinden sakındırdığını düşünüyorum.

Hayat boyu bilerek, isteyerek ya da hiç farkında olmadan bir sürü kararlar aldık, sınavlardan geçtik ve buraya geldik. Bundan sonra da bu döngü devam edecek. Bugün alacağımız kararlar geleceğimizi şekillendirecek. 

Sonunda mutlaka olmamız gereken yere gideceğiz ama yolunu biz seçeceğiz. Buna da "aslında kaderimiz kendi ellerimizde" diyeceğiz.



184 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page