top of page
Yazarın fotoğrafıDeniz Poyraz Kırmanlı

Hayat Plaj Olsa

Güncelleme tarihi: 24 Kas 2018



Tepemde ha kaydı ha kayacaklar yıldızlar, yüzümde tatlı bir esinti, kulaklarımda sahile vuran dalga sesleri var. Ruhum rahat ya içimden güzel şeyler yazmak, benim keyfim yerinde sizleri de keyiflendirmek geçiyor. Sıralamışım yazacaklarımı, anlatacak çok da şeyim var ama niye ise aklım dönüp dolaşıp  ”Hayat Plaj Olsa” ya kayıyor; iki ay önce de kaleme alınmış olsa, canım illa onu yayınlamak istiyor.Bayılıyorum her hafta bu köşe için yeni şeyler yazmaya ama hem gerçekten şu andaki ruhumu yansıttığı hem de şimdiye kadar okuyan herkeste bir hafiflik hissi uyandırdığından bu hafta size keşke “Hayat Plaj Olsa” diyorum…

Ha geldi, ha gelecek, yok galiba bu sene gelmeyecek diye benim gibi ruhları güneş ile aydınlananlar durup durup hayıflanırken, nihayet yaz geldi de şükür ruhlarımızı şenlendirdi…

Yeniden yaz geldi, yeniden deniz ile güneş ile haşır neşir olmaya ve yeniden keşke hayat plaj olsa diye düşünmeye başladım… Keşke uzansak sabahtan akşama güneşin altında yumuşacık şezlongların üzerinde ve hiçbir şey yapmak zorunda olmasak. O hiçbir şey yapmak zorunda olmamanın verdiği huzur ile öylece kalsak. En büyük kararsızlığımız hangi buzlu içeceği seçeceğimiz, en büyük can acımız, sığındığımız şemsiyeye rağmen her bir köşeden sızan güneşin vücutlarımızı yakması olsa, ondan da iki kıpırdanma ile kurtulabilsek. Laf anlatmaya çalıştığımız tek insan dönüp dolaşıp hep bir şeyi eksik veya yanlış getiren garson olsa, o da ne yapsın zavallı, belli ki güneşin altında koşturmaktan beyni hallaç pamuğuna dönmüş diyerek empati kurup, sabırlı olsak. Beceremediğimiz en büyük şey, bir türlü ulaşılamayan sırt ortası yağlanma operasyonu olsa onu da havale edip sevgiliye, zorluğu keyfe dönüştürebilsek. Güneşten pelte haline gelmiş vücutları kaldırıp havaya, hareket ettirmek en büyük tembelliğimiz, ıslak mayoları değiştirmek en büyük üşengeçliğimiz, sudan çıkar çıkmaz yaktığımız sigaralarımız yaptığımız en aptalca şey olsa. Bunaldığımızda, sıcaktan nefes alamadığımızda buz gibi sulara atıp kendimizi, şok etkisi ile anında yeniden kendimize gelsek. Yeniden hayatla dolsa tüm hücrelerimiz, aynen kaldığımız yerden devam etsek.

Keşke hayat plaj olsa; üzerlerimiz hafif, ruhlarımız hafif, herşeye daha umursamaz, daha rahat, daha umutlu bakabilsek. En içe dokunan şarkıların sadece melodisini duyabilsek, kötü hiçbir şey düşünemeyip, sadece güzel şeylerin hayalini kurabilsek. Koparıp dış dünya ile tüm bağlantıyı, sadece orada olmak keyif verse; gördüğümüz gereksiz bir görüntü, duyduğumuz aptalca bir dedikodu, okuduğumuz saçma bir yorum aklımızı sadece birkaç dakikalığına meşgül edebilse. Dalsak mesela denizin dibine tüm çiğ nispetler, yersiz sidik yarışları, haddini bilmez hareketlerle, bırakıp hepsini orada, kocaman bir nefes ile kendimizi dışarı atabilsek.

Hayat plaj olsa; herkes rengarenk, herkes huzurlu , herkes mutlu olsa ne güzel olurdu. Ve evet yok malesef öyle bir şansımız da yine de bir süre hayat plajmış gibi yaşamayı deneyemez miyiz acaba diye düşünüyorum. Kararsızlıklarımıza ice tea mi kola mı muamelesi yapıp, zorlandıklarımıza yanı başımızdakinin el atmasına izin versek, dışardaki huzursuz insanların saçmalıklarını gömemesek de denizin derinliklerine, öylece havada asılı bıraksak. Daha çok empati kurup sabırlı olsak, tenlerimizi karartıp, kalbimizi açsak.

Vermek de zorlandığımız kararlar, yapmak da yetersiz kaldığımız alanlar, hareket etmek istemeyen miskin anlarımız, bizi dinlemeyen/bir türlü terkedemeyen insanlarımız hep olacak hayatta; her ne yapıyor ve ne yaşıyorsak hepsi bizim kendi tercihlerimiz ise, bütün bunlarla da plajdaki ruhi haliyetimiz ile uğraşsak olmaz mı acaba?

Olur bence ya, çok da güzel olur!



25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

TANIDIK YABANCI

Geçenlerde çok geçmişten bir arkadaşımla karşılaştım. Neredeyse yirmi yıl boyunca hiç görmediğim, duymadığım, konuşmadığım biri. Yirmi...

Comentarios


bottom of page