top of page
Yazarın fotoğrafıDeniz Poyraz Kırmanlı

YOL HARİTAM

Yedi sene önce bir yazı yazmıştım. 

En çok sevdiğim, ilk kısa hikayem, yazı aracılığı ile kendimle ilk yüzleşmemdi. 

Fikir başkasından gelmiş, yazıya ben başlamıştım ama yazı kendi kendine akmıştı. 

Giriş cümlesinin hemen ardından, kontrolsüzce parmaklarımdan sayfalara dökülen kelimeler karşısında afallamış, çok şaşırmıştım. Sanki düşünüp de yazan ben değilmişim gibi bir sonraki cümleyi merakla beklemiştim. Daha önce hiç tecrübe etmediğim bir duygu olduğundan da kalbim çok hızlı atmış, çok heyecanlanmıştım. 

O zaman otuz altı yaşımdaydım. Konu ise on altı yaşımın bana gelmeseydi. 

On altı yaşımdaki halim bir uykuya dalıyor ve gözünü o zaman oturduğum evin bahçe kapısında açıyordu. İlk karşılaşmaları tedirgin ve heyecan dolu oluyordu. 

Bütün bir günü beraber geçirip o lise çağındaki kızın hayallerini ileride ne kadarının gerçekleşip gerçekleştiremediğini, hayattan ne umduğunu ve ne bulduğunu, bulduklarından mutlu olup olmadığını anlamaya çalışıyorlardı.

On altı yaşımdaki halimin gözleri en yakın arkadaşlarını arıyor, bazılarını buluyor bazılarını ise bulamıyordu. Bulamadıklarına şaşırıyor ama en çok da elinde tutamadığı için diğerine kızıyordu çünkü o, bazılarının hayatının sonuna kadar hep olacağına, o zaman çok inanıyordu. Hiç tanımadığı yeni yüzler, yeni dostlar ile karşılaşıyor, kim bunlar, ne zaman hayatıma girmiş diye meraklanıyordu. Sahip olunan, edinilen bazı başarılara hayret ediyor ama çok acayip memnun olup resmen kendi ile gurur duyuyordu. Her şeyi merak ediyor, hayat ile ilgili tüm sorularını sormak istiyordu. 

Bunca şeyi ne zaman, neden, nasıl yaptığını soruyor, otuz altı yaşım da tek tek hepsine cevap veriyordu.

On altı yaşımın ürkekliği, otuz altı yaşımın ise şefkati içimi burkuyor, hayatımda galiba ilk defa kendime dışardan bakıyordum. Galiba herkesin dışardan gördüğü beni, ilk defa ben de görüyordum. 

O zaman daha anne olmamama rağmen, sanırım annelik duygusunu ilk defa o ikisini bir arada gördüğümde hissettim. İçimdeki gerçek şefkati, yumuşaklığı ve sabrı ilk defa o anda fark ettim.

Küçüğü sorular soruyor, büyüğü verdiği cevaplar ile onu doyuruyordu ve ben bana yıllarca sorulan sorulardan birinin cevabını ilk defa orada, onların konuşmalarında buluyor ve şok oluyordum. 

Yazının o noktasında hissettiğim kalp çarpıntısını ve şaşkınlığı bugün hala hatırlıyor ve yazmayı işte bu yüzden çok seviyorum. 

Aralarındaki yirmi yıl içerisinde, anlatılmayan daha bir sürü mutluluk, üzüntü, zorluk olmasına rağmen, on altı yaşındaki o küçük kız bulduğundan mutlu ve gelecekten umutlu, olduğundan daha da çok hayalci bir şekilde kendi zamanına dönüyordu.

Ben de sanırım ilk defa, hayatta ne kadar zorlanırsan zorlan, ne kadar üzülürsen üzül, yaşadıklarının değil, sonunda onların seni hangi noktaya getirdiklerinin önemli olduğunun kesin teyidini alıyordum. Ondan sonra da hayat yoluma tereddütsüz bununla devam etmeye karar veriyordum.

Çok uzun bir dönemden sonra yeniden yazmaya başladım çünkü çok zor bir dönemden yenice çıktım. Fiziksel olarak zorluklar bitti ama kalıntıları ruhumda, ağırlık yapıyor. 

Şimdi ağırlıklar atılacak, ruh yeniden su yüzüne çıkacak. 

Yol haritası da tabii ki yine aynı olacak.

Kendime gelmeye, kendimi temizlemeye, kendimi yeniden eskisi gibi hissetmeye çalıştığım bu dönemde, bir yazmak bir de on altı yaşındaki hayalci kız bana yardımcı olacak.

Yazarak, akıtarak, yine daldan dala atlayıp birilerine ve bir duyguya dokunarak arınacağım. Yaşadıklarım ne kadar zor ve ağır olursa olsun geçecek biliyorum da kalıntılarını paylaşıp kendimi aşacağım. 

Sık sık dışarıdan kendime ve hayatıma bakıp oluşan boşlukların bazılarını dolduracak, bazılarını hiç dolduramayacağım. Bazı acıların sonsuza dek bizimle kalması gerektiğini, zamanla ayrılmaz parçamız olduğunu öğrendim, onunla yaşamaya alışacağım.

Kesin yeniden on altı yaşımı çağırıp yanıma, bütün bu zorlukları da sıfırlayacak mı acaba diye bakacağım. Gerçi bu sefer hem çok daha mutlu olacak hem de canı çok fena acıyacak biliyorum ama acaba işte ona açıklarken her şeyi, karşıma nasıl bir gerçek çıkacak, onu arayacağım.

Her zorlukta olduğu gibi yine nereden gelip nereye vardığıma bakacak, bundan sonra ne olmasını istediğime odaklanacağım. Dışardan gelen seslere kulak verecek ama yine en çok içimden gelen sese inanacağım. 

Bunları da buraya olduğu gibi bırakıp, yine kendi yoluma bakacağım...



47 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

TANIDIK YABANCI

Geçenlerde çok geçmişten bir arkadaşımla karşılaştım. Neredeyse yirmi yıl boyunca hiç görmediğim, duymadığım, konuşmadığım biri. Yirmi...

Comments


bottom of page