Zaman hükmümüzün geçmediği bir kavram; hiç bir güç onu durduramıyor, çabucacık akıp gidiyor…
Tam 5 aydır, sizler her pazar beni bu köşede buluyor, tıpkı o ilk karşılaşmamızda söylediğim gibi, ben de daldan dala konuyor, içimden geldiği gibi yazıyorum. Oturup da kendi kendine yazmaya benzemiyor burada yazmak. Omuzlarına yük, hayatına başka türlü bir sorumluluk bindiriyor.Oturup da kendi kendine içini dökmeye benzemiyor burada yazmak, zira bakıyorsun ki binlerce kişi okuyor, içini görüyor, yorum yapıyor ve sen her macerada olduğu gibi kendinde yeni bir tarafını keşfediyor, bir yerlerde saklanmış yeni bir sen ile tanışıp, yüzleşiyorsun. Diyebilirim ki yazıp da kendimi böylesine ortaya koymak,hayatım boyunca yapmaya kalkıştığım şeyler arasında en çok cesaret isteyenlerden ve sonunda hiçbir şey olmasa da kişisel gelişimimde mihenk taşı olacak şeylerden biridir. Diyebilirim ki burada sizlere yazmak, hayatımdaki en güzel maceralardan biri, beni yeni benlerle tanıştıran olağanüstü bir tecrübedir.
Onun için, hazır yeri gelmişken ve kendime ait bir köşemin de olmasının vermiş olduğu şımarıklıkla, bu haftaki yazımı, heyecanıma kapılıp, bugün burada olmam için bana güç veren insanlardan birine, canım YASEMIN’e yazıyorum… Bu hafta sadece ona yazıyorum ama beni buraya getiren itici gücün ne olduğunu siz de bilin istiyorum. Bu hafta sadece ona yazıyorum ama diliyorum ki çevreniz sizi besleyen insanlarla dolu, diliyorum ki hayatınızda Yasemin’leriniz bol ve hep yanınızda olsun.
Yaptım hayatta birkaç güzel şey de, göreceli bir kavram olduğundan güzellik, mesela birisi çıksa da saymasa hiçbirini güzelden, yine de birine, çocukluğumdan beri yaptığım arkadaş seçimime dokunamaz, ona şapka çıkarmadan öylece silip atamaz. Şanslı mıydım yoksa hissiyatım mı kuvvetliydi bilemem ama o kadar güzel ve özel insanları almışım ki iç dünyama, düştüğümde de yanımdalar, en güzel kahkalarımda da. O kadar çoklar ve o kadar uzun zamandır varlar ki hayatımda; çocuk denecek yaşımdan beri yürüdüğüm uzun yolda yoldaş, bazen yaslanacak omuz, bazen arkadan itekleyen güç, bazen de yaşadıkları heyecanlar ve başarılarla ilham kaynağılar.
Şanslıyız Tanrı’ya çok şükür, hayat da güzel ama herzaman pespembe değil elbet; arada bir tökezleyip düştüğün, çarpıp duvarlara yere yapıştığın olur ya işte onlar istisnasız hep oradalar. Çıkmayan sesinle tedirginleşip kapını arşınlarlar, konuşmazsın zorlamazlar, çığlık çığlığa haykırışlarında duvar; düştüm ben, bırakın beni kalkmayacağım dediğinde mutlaka uzanan el olurlar. Döndüre döndüre anlatırsın dinlerler ama asla yangına körükle gitmez, seni daha da fazla celallendirmezler.
Resmen seninle birlikte acı çeker, elleri kolları bağlanır, çaresizleşirler…Bakarsın ki koşulsuz şartsız yanı başındadırlar, boşlamayıp hiçbir dakika öylece dururlar. Saklamaya çalışsalar da gözlerinde ki ifade seninki ile aynıdır, kederini sahiplenip ona ortak olurlar.
Kötü günde herşeye deva olan, hükmümüzün geçmediği zamandır onlar…
Ama daha da acayip ve tarif edilemez olanı; bir arkadaşının seninle gerçekten gurur duyması,mutluluğuna, başarına ortak olması, senin hayallerine inanıp, senin kadar heyecanlanmasıdır.
Hakikaten sayısı çok fazla, çok yakın arkadaşım var benim. Senelerce istisnasız her iyi günümde yanımda, her başarımda mutlu, her yere çakılmamda destek oldular. Herbiri başka bir değer, o kadar güzel şeyler verdiler, öylesine beslediler ki varlıkları ile ayrı ayrı, hepsi kendimi şanslı hissettirdiler.
Ama işte aralarından bir tanesi, canım Yasemin, birgün öylesine güzel bir şeyi bıraktı ki ellerime, içimden geçenleri dökebilsem sayfalar yetmeyecek ama hiçbiri kelime yeterli gelmediğinden beni dilsiz yaptı.
Günlerden birgün, Yasemin benim küçük ellerime, kocaman yüreği ile hayalimi bıraktı.
Ben birgün bu dünyadan göçüp gittiğimde arkamda birşeyler bırakmak istiyorum dedim; ellerime son üç yıllık emeğimi, özenle hazırlanmış beni bana anlatan kitabımı bıraktı. Olur da gerçekleşirse o hayal bir gün, nasıl olağanüstü bir his yaşayacağımı anlattı. Bunu hissedesin ki hiç vazgeçmeyesin hayalinden, hazırsın git artık, daha çok yaz istiyorum dedi aklımı başımdan aldı.
Bu nasıl yüce bir gönül, nasıl bir arkadaşlık duygusu, nasıl muhteşem, zengin bir ruhtur birtanem! Bu nasıl bir enerjidir ki girdiğin yere ışık, dokunduğun hayata neşe katarsın. Bu nasıl büyük bir yürektir ki herkes için ayrı ayrı atar, herkesin sevincine, heyecanına ortak çıkarsın. Bu nasıl bir ruhtur ki dini de imanı da sevgidir, herkese huzur katarsın. Bu ne güzel bakmaktır hayata ki verdikçe çoğalırsın.
Içimden daha binlerce şey geçiyor söylemek istediğim ama yetersiz kaldığından her bir kelime, bir tek şükranda takılıp kalıyorum. Bana hayatım boyunca aldığım en güzel hediyeyi verdiğin, en güzel ve unutulmaz duygulardan birini yaşattığın icin sadece şükranlarımı kabul et istiyorum.
İYİ Kİ DOĞDUN, iyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın, canımsın!
Comentarios